İyi Seçilmemiş Domain ve Kayıp 1000 Potansiyel Müşterinin Maliyeti

İyi seçilmiş bir domainin bir çok katkısı olduğunu artık tüm girişimciler biliyor. Bugün katkılardan biri olan ve “type-in” ismi verilen trafik türünü anlatmaya çalışacağım.

 

Type-in trafik; Web tarayıcının adres alanına kelime ya da kelime öbeği (boşluksuz ve tiresiz) yazıp sonuna .com ekleme yoluyla oluşan trafiktir.

Örnek vermek gerekirse: battaniye almak istiyorsunuz ve tarayıcı adres barına gelip battaniye yazıp sonuna .com ekleyip siteye giriş yapıyorsunuz. İşte siz type-in trafiksiniz, type-in ziyaretçisiniz 🙂

 

İyi domainlerin az ya da çok mutlaka type-in trafikleri vardır. Tireli (-) domainler type-in trafik alamazlar. Çünkü kelime öbeğini yazarken asla tire kullanmayız.

 

Birkaç sene evvel haberlerde zabıtanın midye üreten bir eve baskınını izlemiştim. Tuvalette bulunan 1 çuval midye sonrası, midyeci “Abi ben yemeyeceğim midyeyi satmam” diyerek midyelerden yemeye başlamıştı. Sağlıklı olduğunu ispat etmeye çalışıyordu. 🙂

Benim için de benzer bir durum söz konusu. Her yerde bangır bangır doğru seçilmiş domain ile işe başlamayı tavsiye ederken benim aksini yapmam inanmadığım, sözlerimin arkasında durmadığım anlamına gelir. Bu bağlamda ortağı olduğum işlerin projelerinde imkanlar dahilinde en iyi domain ile başlamaktayım. Yds.com da buna en güzel örneklerden biri.

 

Başlıkta sözü geçen 1000 potansiyel müşteri kısmına gelelim. Geçtiğimiz aylarda ülkemizde yapılan tüm yerel yabancı dil sınavları tek isim altında toplandı: “YDS”.

Ben de iyi bir yatırım olacağını düşündüğüm için 12,000 USD ödeyerek yds.com’u satın aldım. Aynı zaman da abimin İngilizce Öğretmeni olmasından ötürü projelendirme ihtimalim de bulunuyordu.

Nitekim de öyle oldu 🙂

Birkaç gün evvel site yayına alındı. Elbette hemen trafiği takip etmek için Google Analytics izleme kodunu da yerleştirdik.

Aşağıda 6-14 Ağustos arası trafik kaynaklarından ilk 2 tanesi mevcut. Toplam ziyaretçi 393 bunun 311 tanesi (%79’u) direkt gelmiş. Yani type-in. Sık kullanılanlardan, başka sitelerden, arama motorlarından vs değil.

Ekran Resmi 2013-08-15 03.48.05

Domainimiz ydsXYZ.com tarzı birşey olsaydı aylığa vurduğumuzda 1000 kişiden fazla olan bu bedava trafiği elde edemeyecektik. Bu da kayıp 1000 potansiyel müşteri anlamına geliyor. Hangi girişimci bunu ister ki?

 

Elbette birde işin maliyet yönü var. Google Anahtar Kelime Aracı’ndan yds kelimesine baktığımda Yaklaşık Tık Başı Maliyet (Arama) 0,94 TL görünmekte. Burdan yola çıkarak domainin iyi olmasından kaynaklı type-in trafik sayesinde ayda 1,000 TL ödeyip Google Adwords reklamı ile getirebileceğimiz ziyaretçinin bize maliyeti 0 TL.

 

Yazımı bitirirken birer cümle ile de iki tespit yapayım:

1- Yeni açılan bir sitenin Google’dan aldığı organik hiti de ekran görüntüsünde görmüşsünüzdür. Bunda domainin gücü yadsınamayacak derecede fazla.

2- Bildiğiniz herhangi bir kurs var mı açılır açılmaz kapısından ayda 1000 potansiyel müşteri giren? Hem de bedavaya. Bu da işte bizlere internetin bir nimeti 🙂

 

Sonuç: İşinizi kurarken başlayabileceğiniz en iyi domain ile başlamalısınız. En iyi domain ile başlama imkanınız yoksa imkan yarattığınızda domaininizi iyileştirmelisiniz.

Share

Ülkemizde Alan Adı Piyasası

Başlığı okuduğunuzda eminim ki şunu demişsinizdir: “Türkiye’de Alan Adı Piyasası mı varmış?”. Haklısınız piyasadan söz etmek pek mümkün olmasa da 2011’in bu anlamda çok kötü geçtiğini düşünmüyorum. tatil.net ucakbileti.com gibi 6 haneli rakamlarla yapılan satışların yanısıra standart jenerik alan adı ihalelerinde 4 haneli rakamları sıkça görür olduk. 2012’de de benzer şekilde devam ediyor. Piyasanın oluşması için ilk eşik alım satımların artması.

Aslına bakarsanız piyasayı oluşturmak bizlerin elinde. Bu konuda nokta.com’un çabalarını takdir etmemek mümkün değil. Alan adı satış sitesinin ardından 2012’de alan adı kiralama servisini açan nokta.com eminim ki benzer projelerle piyasa oluşmasına katkıda bulunmaya devam edecektir.

İkinci eşik ise, jenerik alan adları kullanan projelerin çoğalması. Bu bağlamda piyasa oluşmasına katkısı bulunduğunu düşündüğüm diğer firmalar ise imza.com ve genel.com. indir.com, piyasa.com, oyna.com, ikinciel.com ve nakliyat.com gibi jenerik alan adları ile sektöre giriş yapan 2 firma, kısa sürede alan adının önemini yaşayarak ve yaşatarak, herkese örnek oldu. imza.com kurucu ortağı Hasan Yaşar‘ın 3 Mart 2012 tarihli twitter mesajı: “Sitelerimiz google kendi kelimelerinde 1. sayfaya geldiler. indir, oyna ve nakliyat. Tüm ekibime ve katkısı olan herkese teşekkürler.”  Daha önce arama motorları sıralamasında faktörlerle ilgili seomoz makalesi paylaşmıştım, okumayanlar varsa mutlaka okusunlar.

Bu gibi örneklerin artması ile umarım 100binlerce tl reklam ve 10binlerce tl arama motoru optimizasyonu (SEO) bütçeleri olan milyon tl cirolara sahip dev firmalar 15 liralık alan adları ile işe girişmek yerine jenerik alan adları ile işe başlarlar. Bunun en güncel örneği Doğan Online AltinciCadde.com alan adı ile dikey bir e-ticaret girişimi ile karşımızda. Eve dair ürünler satan bu web sayfası için jenerik bir alan adı alınsaydı hem kendileri için hem de alan adı piyasasının oluşması adına eminim çok daha yerinde olurdu. Marka olarak alan adının önemine daha önce bir yazıyla dikkat çekmeye çalışmıştım.

Üçüncü eşik olarak gördüğüm diğer bir nokta ise ikinci el alan adı alım satım yapabileceğimiz Türkçe bir platformun hayatımıza girmesi. 2006’da ben bu konuda küçük bir adım atıp bir site açmıştım fakat daha sonra kullanılmadığı için kapatmak durumunda kaldım. Şu an bu konuda ciddi bir boşluk var. Kişisel portföy sayfaları ne yazık ki kullanışlı değil. Ayrıca güvenlik endişesi hem alıcı hem de satıcı taraflı ciddi bir sorun. (Bknz: escrow) Bu konuda girişimci arkadaşlara ipucu vermiş olayım 🙂

Beni twitterdan takip etmek için tıklayın.

Share

Sıralama Faktörlerinde Öne Çıkanlar

Hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde çeşitli faktörlerde Google-Bing kıyaslaması yapan bir seomoz makalesi paylaşmıştım. Bu yazıdaysa oradaki öne çıkan faktörlerin detaylarını paylaşan yine bir seomoz makalesine yer vereceğim.

Tam Uyumlu Alan Adları
Tam uyumlu alan adından kastımız, arama sonucuyla birebir örtüşen alan adlarıdır.  Örneğin;  kullanıcılar kedi maması arıyorsa kedimamasi.uzantı

Bu konuda Bing’in tutumu biraz daha iyi görünüyor Google’a göre,  zira toplanan tüm sonuçlarda en az 1 tane bu örnek ile karşılaştık.

Tam uyumlu .com alan adları
Diğer uyumlu alan adları gibi sadece aranan sorguyu barındıran ve .com uzantılı alan adları

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Bing, bu türe yine ufak bir öncelik tanımış.

Tam uyumlu .net alan adları

Buradaysa birbirine yakın sonuçlarla karşılaşıyoruz, fakat Bing sonuç sayfalarının sayısı (üstteki tablo) bakımından yine önde.

Tam uyumlu .org alan adları
.org uzantısındaysa beklediğimiz korelasyonu ufakta olsa görmeye başlıyoruz.

.org uzantısı Google’ın sonuç sayfası bakımından Bing’den fazla rakam verdiği ilk sonuç (bkz: ilk grafik). Fakat URL bakımından Bing %0.01’likte olsa yine önde.

Tam Uyumlu, Tire Barındıran Alan Adları
Şimdi, Google’ın tireli alan adlarını Bing’e oranla daha yüksek sıralara taşıdığını zaten bildiğimizi söyleyebiliriz… Fakat konu ilk sayfa sonuçları olunca acaba aynı şeyi diyebilecek miyiz..?

Önceki makalede de belirttiğimiz gibi, söz konusu “tam uyum” olunca Bing sürekli daha fazla sonuç (SERP) ve URL ile karşımıza çıkıyor. Buda korelâsyonun her zaman neden-sonuç ilişkisi olarak algılanmaması gerektiğini bir kere daha vurguluyor. Bing bu konuda Google’a göre daha fazla sonuç verse de kim bilir, işin arkasında hesaba katmadığımız başka etmenlerde olabilir. Bilinmesi gereken en önemli nokta bizim burada yaptığımız işin sadece faktörleri tek tek incelemek olduğu, var olma sebeplerini  veyahut bağıntılarını değil.

Bütün Anahtar Kelimeleri Bünyesinde Barındıran Alan Adları
Bu tür alan adları ise bünyesinde sorgusu yapılan anahtar kelimeyi ve fazlasını barındıran alan adları. Örneğin yine kedi maması sorgusu için ahmetinkedimamasidukkani.uzantı gibi.Bing yine yapıyor yapacağını! Bu tür aramalarda Google’a göre daha çok alan adını sonuçlarda görüyoruz.

Alt Alan Adında (Subdomainde) Anahtar Kelimeyi Barındıran Alan Adları
Bu türün direkt alan adında kelimeyi barındıran alan adları kadar şansı olmasa da, bir miktar etkiye sahip olduğunu daha önceki makalede görmüştük. Buyrun biraz daha detay;


Off, yinemi Bing!

.Com Uzantısı
Bu ve bunu izleyen grafiklerde ise, sadece uzantı ele alındı, uyum vb faktörler göz ardı edildi.
Görünüşe göre Bing, sonuçlarında Google’dan bir miktarda olsa fazla .com alan adı barındırıyor.

.Org Uzantısı
Google’ın .org uzantısına biraz daha öncelik gösterdiğini önceki yazımızda görmüştük, birde şöyle bakalım.

Yine Bing yine Bing!

.Net Uzantısı
Sonuç sizi şaşırtmayacak maalesef

.Edu Uzantısı
Hatırlarsanız önceki yazıda rakamlar olumsuzdu…  Bakalım bu grafikte durum ne
Grafiklerin gösterdiğine göre Google .edu uzantısına Bing’den daha fazla tevazülü yaklaşıyor.

.Gov Uzantısı
Önceki çizelgenin benzeri bir tabloyla karşılaşıyoruz, Google aramalarında Bing’e göre daha fazla .edu ve .gov’lu sonuç sunuyor.

Başlıktaki Anahtar Kelimeler
Neredeyse her arama sonucunda en az bir tane başlığında anahtar kelimelerden bir kaçını bulunduran bir sonuç  vardı;
Bing bu konuda da yine Google’a göre tutarsız davranıyor.

URL’deki anahtar kelimeler
Açıkçası bu veri bizi şaşırttı. Zira anahtar kelimeler urlden ziyade başlıkta kullanılıyormuş meğer.
Bing’in bu konuya da Google’dan daha çok önem verdiğini gördük. Fakat sürekli karşımıza çıkan bu durumun sebebi alan adları da olabilir. Elbette bunu da göz önünde bulundurmalıyız.

H1 İçine Alınmış Anahtar Kelimeler
Kıyaslamalar gösteriyorki buda büyük bir etki yapmıyor maalesef, her ne kadar birçok insan aksini ısrarla iddia etsede.
Buda gösteriyorki H1 ile anahtar kelimeleri kullanmak sıralamadaki yerimize diğerlerine göre aşırı düşük etki ediyor.  Ayrıca bunu yapmak Bing’de Google’dan daha yararlı.

ALT Kullanımı
Bir önceki araştırmamız sırasında alt kullanımının diğerlerine göre şaşırtıcı derecede etkili olduğunu gözlerinizle görmüştünüz, bakalım burada durum ne;

Bing’in bu konuya da Google’dan fazla ilgi gösterdiğini görüyoruz. Araştırmalar gösteriyor ki alt web sitelerimizde kullanmamız gereken başlıca faktörlerden. Unutmadan söyleyeyim, bu araştırmaya video, resim vb. şeyler dahil değil hatırlarsanız. Oysa hepimiz, alt taginin Google Images’ten hit almak için kullanıldığını düşünüyorduk değil mi?

Anasayfa
Peki sizce kim sonuçlarda daha fazla anasayfaya yer veriyor?

Google mı? İlginç. Çoğumuzun hafife aldığı Bing neler yaparmış meğer.

Kaynak


Share

Google vs. Bing: Sıralamadaki Faktörlerin Kıyaslaması

Araştırmanın Hedefi

  • Lider arama motorları Google ve Bing’in sitelerin sıralanmasında göz önünde bulundurdukları faktörleri sunmak
  • Arama motoru optimizasyonuna bilimsel yaklaşarak yeni teknikler getirmek
  • Araştırmadan elde edilen sonuçları yorumlamak ve kullanılan verileri paylaşarak daha çok yorumlanmasını ve gelişmesini sağlamak

Yöntem

  • Google Anahtar Kelime Aracı aracılığıyla çeşitli kategorilerden 11,351 Google & Bing arama sonucu toplandı.
  • Araştırma sırasında sadece ilk sayfa sonuçları -yani genellikle ilk 10- ele alındı ve video, resim vb. sonuçlar göz ardı edildi.
  • Tüm aramaların metrik olmasına özellikle dikkat edildi. Örneğin .gov alan adlarıyla ilgili bir kıyaslamada şayet sonuçlarda hiç .gov alan adı yoksa, o sonuç araştırmada kullanılmadı.
  • Verileri sıralamada – standart olan ve bizimde çok başarılı bulduğumuz- Spearman’in bağlılaşım katsayısını kullanıldı. Bu seçim hakkında detaylı bilgiyi buradan ve buradan bulabilirsiniz

Sonuçlar tablolar, grafikler ve direkt veri ile sizlere sunulmuştur;
Örneğin ;

Mükemmel etki eden bir faktörün 1.0 ve etkisiz bir sonucun 0 olduğu öngörülerek yapılmış bir grafik. İlerde göreceğiniz üzere, neredeyse araştırmanın tüm sonuçları -0.2 – 0.35 arasına düşüyor. Ayrıca araştırma, sonuçlardaki standart hataları da kapsamakta fakat toplanan verilerin fazlalığından ötürü bu grafikte görülmemekte. Araştırma sayesinde çok güvenilir istatistikler elimize geçti .
Bu tür istatistiksel analizlerde bilmeniz gereken önemli bir noktada, bir verinin illede diğerinin nedeni olması gerekmediği. Örneğin, yağmurun yağmasının nedeni şemsiye taşıyan insanlar değildir.

Negatif Faktörler
Araştırmada da göreceğiniz üzere, bazı verilerin bağıntıları olumsuz. Bu da demek oluyor ki, sıralamada yerimizi yükselten faktörler olduğu gibi, olumsuz yönde etkileyenlerde yok değil.

  • Gördüğümüz üzere jenerik diye de tabir edilen, arama sorgusuyla birebir uyan alan adları kendinden söz ettiriyor. Sanırım Google’ın bu konuya Bing’den daha çok önem verdiğini görmek birçok SEO’yu şaşırtmıştır.
  • Tire barındıran tam uyumlu domainler ise üsttekine göre daha az performans sergiliyor, her ne kadar birçok insan tarafından aksi iddia edilse de.
  • Arama sorgusunu bünyesinde barındıran herhangi bir alan adında sıralamaya negatif bir etkisi yok ( Örn: Aranan kelime=kedi ve bulunan sonuç ahmetmertinkedisi.com)

Tam Uyumlu Alan Adlarında Uzantının Önemi (Örn: arabafiyatları.com)

  • Gördüğünüz üzere, tam uyumlu alan adlarında liderlik  .com uzantısının, diğerleri maalesef aynı performansı gösterememiş.
  • Görünüşe göre Bing, aşırıya kaçmadan  .com dışındaki uzantılara daha ılımlı yaklaşıyor.

Subdomainlerdeki Keywordler

  • Aranan kelimenin direkt alan adının bünyesinde bulunması, subdomainde bulunmasından daha etkili .
  • Bing eskiye göre bu konuda daha tutucu davranıyor. Fakat sonuç fazlalığına göre hala öndeler (Google: 673 iken Bing: 1,394)

Sayfadaki Keyword Kullanımı

  • Resimlerdeki ve linklerdeki alt tagı kullanımının iki arama moturundaki geri dönüşüde gördüğünüz gibi muazzam, mutlaka kullanılmalı
  • Anahtar kelimeleri linkte kullanmanın özellikle Google’da çok büyük avantajı var, lakin direkt yazıdan kopyalanmaması gerekli
  • Grafikte 0ın bulunduğu yere dikkat ederek hareket ediniz.
  • Görünen o ki bugünlerde herkes başlığı optimize etmiş (Google: 11,115 & Bing: 11,143), burada ayrım yapmak çok zor
  • Kısa özet: Site içi optimizasyon öyle söylendiği kadarda önemli değil

Linkler Hakkında

  • Görüldüğü üzere linkler algoritmalar için hala en önemli faktör.
  • Bing bu konuda Google’a göre daha toy bir tutum içinde, fakat geçen yıldan bu yana bir gelişme yok değil.
  • Herkesin üstüne basa basa söylediği gibi, önemli olan link sayısı değil, linkin kaynağı.
  • Rakamların bu denli yüksek olması  Linkscape’i kullanışlı bir araç kılıyor !

Uzantıların Önemi

  • Grafik gösteriyor ki, Matt Cutts, .gov,  .edu, .info gibi domainlerin herhangi bir avantajı bulunmadığını söylerken pekte yalan söylemiyormuş
  • .Org uzantısından alınan verim şaşırtıcı. Bu siteler daha fazla mı backlink alıyor yada daha az mı spamde kullanılıyor, yoksa ticari amaçla pek kullanılmadığı için mi böyle bir verim alınmış bilinmez
  • Sakın yukarıdaki tam uyumlu alan adlarında com’un performansını unutup buraya bakarak  .com dan uzaklaşmayın, en azından kullandığınız alan adının .com uzantısı da elinizde bulunsun

Alan Adının, İçeriğin ve Linkin Uzunluğu

  • Özellikle Bing’de, linkleri oldukça kısa tutmak çok çok önemli
  • Alan adını uzun seçmemekte çok fazla olmasa da fayda var
  • İçeriğin uzunluğu iki arama motorunda farklı tepkimelerle karşımıza çıkıyor. Buda Matt Cutts’ın “Arama motorları için sayfayı içerikle doldurmaya çalışmayın. Arama motorlarıda tıpkı kullanıcılar gibi sitenin kullanışlı ve alanında bilgilendirici olmasına önem veriyor” sözünü doğruluyor

Anasayfalar

  • Bing’in Google’a göre ana sayfalara karşı daha basmakalıp bir tavır takındığını görüyoruz, arada neredeyse 2 kat fark var.

Text Linkler Hakkında

  • Aynı alan adından birden fazla link sağlamak pekte işe yaramıyor
  • Bir çok siteden link sağlamak ise, en iyi oranlı verilerimizden biri
  • Bing, geçmişe göre text linklere daha fazla Google gibi yaklaşıyor.

Sonuç Olarak; En Fazla Etki Eden Faktörler

  • Backlink konuları hala diğer mevzulardan kat kat önemli durumda
  • Jeneriklik veya Tam uyum hala güçlü bir faktör
  • Google & Bing büyük ölçüde aynı, dolayısıyla 2 farklı arama motoru için iki sayfa yapmak gibi çılgınlıklar mantıksız
  • Bing geçen yıldan bu yana büyük ölçüde Google’a benzemeye başlamış (Yoksa Google mı Bing’e benzemeye başladı demek mantıksız olur )

Kaynak

Share

URL Düzeni Nasıl Olmalı?

Bugün karşımızda Waterloo, Kanada’dan Alex Black’in sorduğu güzel bir soru var.  Alex’in sorusu parçalayıp tek tek ele alacağız. “Görünüşe göre URLde konu ile alakalı anahtar kelimeler kullanmak çok faydalı”, hemfikiriz. “Acaba Google dosya yolundaki anahtar kelimelere mi yoksa dosya adındaki anahtar kelimelere mi daha fazla önem veriyor?”
Örneğin;
http://example.com/tools/hammers/acme-metal-pounder
http://example.com/tools-hammers-acme-metal-pounder
[horlama sesleri çıkararak] ah, affedersiniz. Neyse, şayet sizde soru esnasında uyuya kaldıysanız sizler için örneği biraz daha somutlaştırayım . Kullanılan kelimelerin dosya yolunda mı olmasını isterdiniz (sektör-sektör) yoksa bütün bunların dosya isminde birleşik olduğu bir sistemi mi tercih edersiniz? Bence cevap ikisi arasında pekte bir fark olmadığı. Aslına bakarsanız bu üzerine sorular sorabileceğiniz ve deneyler yaparak neyin işinizi göreceğine karar verebileceğiniz bir örnek.

Konuya birde kullanıcı gözüyle bakalım. Bir kullanıcı muhtemelen araçlar / çekiç kategorisi / çekicin çeşidi şeklinde bir linki tercih eder. Çünkü eğer diğer yöntemi dener ve tools-hammers-acme-metal-pounder şeklinde bir linkle kullanıcının karşısına çıkarsak, bu bir çok insana -özellikle bilgili insanlara- spam gibi görünebilir. Ayrıca herkesin bildiği gibi ne kadar tire kullanılırsa o kadar kötü sonuçlar elde edilir. Zira kullanıcılar linke tıklamaz çünkü onların gözünde bahsi geçen link sağlıklı bir sonuç değildir.
Sonuç olarak, kullanıcıya düzgün bir şekilde kategorileri tarif edebilecekseniz, dosya yolunu tercih etmeniz daha mantıklı . Arama sıralamaları konusunda ise ikisinin arasında bi’ fark olduğunu düşünmüyorum  fakat dediğim gibi diğer seçeneği denerken dikkatli olmanız gerekiyor zira insanlar tirelerden oluşan bir linke tıklamak istemeyebilir.

Share

Satın Alınmış Bir Alan Adının Geçmişi Google’ın Alan Adına Yaklaşımını Güven Konusunda Etkiler mi?

Matt Cutts videolarından daha önce sizlerle paylaştığım olmuştu. Şimdi paylaşacağım videoda Matt Cutts, alan adları konusunda hassas bir noktaya değinmiş. Videonun altında Türkçe çevirisi bulanmaktadır.

Günün sorusu Yorkshire’da oturan Dave Shuts’tan geliyor:
Dave 7 ay önce aldığı alan adının arama motoru sonuç sayfasında bulunmadığını söylüyor. 2000’den beri sitenin çeşitli sahiplerinin olduğunu- Oz adında bir firma tarafından kullanıldığını, sonradan reklam sayfası olarak işletildiğini daha sonra da 4 yıl boyunca bir şirket tarafından satılık listesinde görüldüğünü belirtiyor ve soruyor: Bu alan adı Google ile güven problemleri yaşıyor olabilir mi ya da yaşayacak mı?
Peki. Dave sanıyorum ki bu soruya cevabım evet olacak.
Genel olarak söylemek gerekirse bir alana adına 7 aydan uzun bir süredir sahipseniz ve alan adını aradığınızda hatta tam linki www.ornekalanadi.com şeklinde yazdığınızda bile Google’da görülmüyor ise Google ile ilgili bir güven problemi olduğu sonucuna varmanın peşin hükümlü bir çıkarım olacağını sanmıyorum. İlk olarak söylemek gerekirse belki de olağan dışı ya da anlaşılması zor bir ülke koduna sahiptir. Linkleri bulmakta güçlük çekiyor olabiliriz.
Fakat alan adını gösteren linkleri tam olarak biliyorsan ve 7 ay geçmesine rağmen hala göstermiyorsak, ortada bir şeyler dönüyor olabilir. Durumu anlaman için bir spamci gibi davranalım.
Tamam şu an siyah şapkalarımızı taktık. Ne yapacağız? Bir alan adı alacağız.
O alan adını yerle bir edecek duruma getirene kadar başka hiç bir arama motorunun güvenemeyeceği hale getirene kadar kullanacağız.
Ve eğer yeterince kötü bir adamsanız bu alan adını karşındakine güvenen bir müşteriye satacaksınızdır.
Eğer bir alan adı alacaksanız yapacağınız şey onunla ilgili küçük bir araştırma yapmaktır.
Archive.org ’tan bunun daha önceki kullanımlarında bir porno sitesi olup olmadığını araştırabilir, daha önceden, spam içeren aksiyonlara dahil olan birisinin olup olmadığını kontrol edebilirsiniz.
Aynı zamanda alan adını Google’da aratabilirsiniz ve eğer arama sonucunda çıkmaz ise bunun iyi bir sebebi vardır.
Belki birisi sıfır içerik ya da robots.txt ile alan adını bloke etmiştir.
Fakat bunlardan hiç biri söz konusu değilse ve link şekil ya da form şeklinde bile görünmüyorsa karantina altına alınmış olabilir.
Sonuç olarak daha önce vukuatlı gibi görünen ya da spam amaçlı kullanılmış gibi duran bir alan adını almadan önce, Google’da görünüp görünmediğini bir kontrol edin.
Böyle bir durumda zor duruma düşmeyeceğinizden ötürü spam aksiyonuna dahil olan alan adının sahibi avantaj sağlamak için siz yerine başka kişiler bulmak durumunda kalacaktır.

Share

Temel Olarak Alt Alan Adları (Subdomain)

Alt alan adları (subdomainler), ikinci seviye alan adı olarak kabul görürler. Örnek vermek gerekirse, yildirim.net birinci seviye alan adı (TLD: Top Level Domain) iken, okan.yildirim.net ve alanadi.yildirim.net birer alt alan adıdır. Ayrıca www.yildirim.net de aslında bir alt alan adıdır. Alan adı yildirim.net, www ise alt alan adıdır.  Kısaca, alt alan adları iç ilişkilerde özgür, dış ilişkilerde alan adına bağlıdır denebilir.
Dikkat edilmesi gereken bir husus da, yildirim.com.tr’nin alt alan adı olmadığı, gerçek bir alan adı olduğudur. Çünkü com.tr, bir alan adı değil, ülkemize atanmış özel bir uzantıdır.  Tabii bunları, alt alan adı veren sitelerle karıştırmamak gerekir.
Alt alan adları bazen, kendilerine ait ip adresleri olan sunucuları ayırmak için de kullanılır. Bu tür durumlarda alt alan adı yerine makine, sunucu adı da kullanılır. Bu uygulamayı, büyük resim ya da dosya paylaşım sitelerinde sıkça görebilirsiniz.
Alt alan adları bazen, aynı içeriği barındırırlar. Bu uygulama çoğunlukla, yüksek ziyaretçi sayısı bulunan sitelerde görülmektedir. Amaç, ziyaretçinin ip adresine göre veya rastgele, farklı sunucuları devreye sokarak, sunucuların yükünü dengelemektir. Örneğin, Türkiye’den giriş yapan bir ziyaretçi, www2.domain.com alt alan adının sunucusundan veri çekerken, Almanya’dan giren ziyaretçi, www7.domain.com alt alan adının sunucusundan veri çeker. Burada önemli olan, sunucuların rahat hizmet vermesini sağlarken, aynı içeriği sunmaktır. Tabii, farklı dillerde yayın yapmak için de bu uygulama kullanılabilir.
Alt alan adlarının asıl kullanım amacıysa, ana sitenin düzenini sağlamaktır. Özellikle büyük sitelerde alt alan adları, kategori olarak kullanılırlar. Örneğin news.yahoo.com, yahoo.com’un haber kategorisidir. Tabii ki aynı kategorilendirme, yahoo.com/news şeklinde de yapılabilirdi. Ancak, birazdan bahsedeceğimiz SEO öneminin dışında, popüler olan kategoriye özel sunucu atamak için, alt alan adlarıyla kategorilendirme yapmak daha mantıklıdır.
Alt alan adlarını, alan adlarından ayıran bir özellik de, ücretsiz olmalarıdır. Nadir sayıdaki barındırma servislerinin dışında çoğu barındırma firması, alan adına sınırsız alt alan adı atanmasına, ücretsiz olarak izin verir.
Alt alan adlarının SEO (arama motoru uyumluluğu) konusundaki önemi ise, ispatlanamayan bir konu olduğu için belirgin değildir. Diğer bir çok SEO prensibinde olduğu gibi, site kategorilerini klasörler yerine alt alan adları şeklinde kullanmanın önemini, mantık yürüterek anlayabiliyoruz. Bunları listelersek:

  • Alt alan adlarına diğer sitelerden link verilme şansı, klasörlerden fazladır. Çünkü link veren, doğrudan ulaşımı amaçlar.
  • Dizin sahipleri ya da editörleri (dmoz dahil), alt alan adlarını kabul etmekte daha esnek davranırlar. Çoğu dizin sahibi klasör ya da alt sayfa kabul etmezken, alt alan adını kabul edebilmektedir.
  • Google’ın gözünde her sayfanın kendine ait değeri vardır ve bu değer, ilişkili alt sayfalardan da beslenir. Örneğin klasör şeklinde kullanılmış yildirim.net/seo kategorisinde bulunan bir yazının yildirim.net/seo/ic-sayfa.html olduğunu düşünelim. Bu durumda iç sayfa, kategorinin değil, ana sitenin kategorisi olarak düşünülebilir. Çünkü htaccess gibi uygulamalar sayesinde artık, istediğimiz gibi adresleri düzenleyebiliyoruz. Google da riske girmeyip, tüm değeri ana siteye verebilir. Ancak aynı sayfa alt alan adında olsaydı, seo.yildirim.net/ic-sayfa.html olacaktı ve açıkça gözükeceği gibi, alt alan adının alt sayfası olacaktı.
  • Ziyaretçinin alt alan adını adres bara yazarak girme ihtimali, klasörü adres bara yazarak girme ihtimalinden yüksektir.

Görüldüğü gibi, çok keskin hatlarla alt alan adları ile klasörleri ayıramasak da, hem düzen, hem de basit mantık yürütmelerinde alt alan adı öne çıkıyor.
Sıkça sorulan sorulardan birisi de, asıl sitenin yildirim.net olarak mı, yoksa alt alan adı olan www.yildirim.net olarak mı kullanılması gerektiğidir. Bu 1,5-2 yıl öncesine kadar bir sorundu çünkü Google, iki sayfayı ayrı olarak algılayabiliyor, hem Pagerank hem de sıralamalarda farklı değerler verebiliyordu. Ancak artık, ikisininde de aynı içerik kullanılıyorsa, www şeklindeki kullanımı tercih edip, değerleri topluyor. Ayrıca Google Webmaster Araçları sayfasından, hangi seçimin tercih edildiğini de webmastera soruyor. Bu ayarı yapmak ya da yapmamak tamamen webmasterın elinde. Eğer iki kullanımda farklı içerik yayımlıyorsanız, bu ayarı “yildirim.net şeklinde kullan” olarak belirtmek önemlidir.
Son olarak, alt alan adı atamalarındaki temel sorundan bahsedelim. Bazı barındırma firmalarında alt alan adı atadığınızda hemen aktif olurken, bazılarında aktif olmayabiliyor. Bu tür durumlarda alan adı panelinizdeki ayarlara girip, alt alan adına A record atamak gerekir. Panele girdiğinizde www için atanmış bir ip görürsünüz. Siz de benzerini yeni alt alan adınız için oluşturup, aynı ip’yi belirtebilirsiniz.

Share

Rekabet Gücünüzü Arttırmak için Alan Adı

Her ne kadar internet denilince akla “uçsuz bucaksız bilgi ağı” gelse de, internet ayrıca “uçsuz bucaksız pazar” anlamına da gelmektedir. Pazarın büyüklüğünün nedeni, bir Alman’ın, yüzünü bile görmediği bir Yeni Zelandalı’ya e-posta aracılığıyla tavan arasındaki çalışmayan saati satabilmesini sağlayabilmesidir. Artık internete girebilen herkes, potansiyel olarak Van kedisinin alıcısıdır. Temel mantıkla bakıldığında sınırların olmadığı söylenebilse de, aslında sınır, ulaşılabilen kişilerdir.

Ulaşılabilen kişilerin sayısını ise, sitenin internet ağındaki erişilebilme ihtimali belirler. Yani X sitesine, bir Brezilyalı’nın girme ihtimali, sitenin pazar sınırıdır. Site sahiplerinin amacı da, işte bu “siteye girilebilme ihtimali”ni artırmaktır.

Bir sitenin ziyaretçi elde etmesi için temel olarak sayılabilecek nedenler ve yöntemler:

  • İçerik(ürün, hizmet) kalitesi
  • Reklam
  • Arama motoru uyumluluğu ya da optimizasyonu(SEO)
  • diğerleri

şeklinde genellenebilir. Farklı yazılarda ayrıntılı olarak değinilmeye çalışılacaktır ancak şimdilik, kastedileni anlatmak amacıyla kısa tanımlar verelim:

İçerik(ürün, hizmet) kalitesi:

Bir sitenin içeriği -sunduğu ürün ve himetleri- ne kadar kaliteliyse,  ekonomi bilimindeki “Tüketicen Tüketiciye Etki” anlamında doğal gelişim oluşur ve websitesinin ulaşılabilme ihtimali artar.

Reklam:

Doğal gelişime gerek duymadan doğrudan potansiyel alıcıya ulaşabilmek için, suni yollarla ziyaretçi sağlanmasıdır.

Arama Motoru Uyumluluğu:

Buna, İngilizce’den çeviri yaparak “Arama Motoru Optimizasyonu” denilmektedir. Ancak “optimizasyon” sözcüğünü çevrilmiş olarak nitelemek mümkün olmadığı için, “uyumluluk” demeyi tercih ediyorum. Terimsel olarak SEO(Search Engine Optimization) olarak adlandırılan arama motoru uyumluluğu, sitenin arama motoruna uyumluluğunu artırarak, arama sonuçlarındaki sıralamasını yükseltme çabasıdır.

Konu çok geniş olduğu için bu başlık altında sadece, alan adının SEO’daki önemine değinerek, neden aynı site için birden çok alan adına ihtiyaç duyulduğunu belirtmeye çalışcağım.

Arama motorlarının amacı, sitelerinin içeriklerini ve kullanıcıya yararlarını anlamaya çalışarak, sıralama yapmaktır. Arama motorları da site olduğu için, ne kadar iyi sıralamalara sahiplerse, kullanıcı sayıları o kadar artacaktır. Yani bir arama motorunun sıralama yapmaktaki becerisi, kendi arama motoru uyumluluğunu gösterir. Şu an için Google en iyi arama motoru olarak nitelendiriliyor. Bu nedenle anlatımda temel alınan motor, Google’dır.

Google siteleri sınıflayan, internetin en büyük dizinidir. Siteleri sınıflandırırken, sayısı 200’ü aşkın olduğu söylenen prensipten faydalanır. Bunların çoğunluğu kamuya açık olmayan prensiplerdir. Dolayısıyla arama motoru uyumluluğundan bahsedilirken dile getirilenler, deneyim ve mantıksal yorumlardan ibarettir.

Google siteleri sınıflandırırken, sitenin “hangi konuda içerik sunduğunu” anlamaya çalışır. Bunun için yukarıda belirttiğimiz prensipleri kullanır. Konumuzla ilgili olarak alan adı, bu prensipler içinde öne çıkanlardan biridir, diyebiliriz. Çünkü bir site için kullanılan alan adı, çoğunlukla içeriği direkt olarak yansıtan niteliktedir ve eğer alan adı bir anlam ifade ediyorsa, içerik hakkında geniş ve kati bilgi verir. Örneğin, “araba.com” alan adına sahip bir sitenin içeriğinin “arabalar” olma ihtimali, “genetik mühendisliği” olma ihtimalinden oldukça yüksektir. Tabii ki, bu mantık yürütmesi her zaman doğru değildir. Örneğin “yildirim.net”, “yıldırımlar” hakkında bilgi vermemektedir.

Alan adlarının, kullanıcının güvenirliğini sağlamaya, akılda kalıcı olmasına, vb yönelik olarak seçilmesi nedeniyle arama motorları da, belirttiğimiz gibi alan adını, içeriği yansıtan temel faktörlerden birisi olarak görmektedir. Bu nedenle her hangi bir mal ya da ürüne yönelik sitelerde, şartlar el veriyorsa alan adı bu yönde seçilmeli, ürünü veya hizmeti doğrudan yansıtan sözcüklerden seçilmelidir. Bu, hem kullanıcının güvenini sağlaması hem de arama motoru tarafından site sınıflandırırken, artı puan almayı sağlar.

Peki alan adı seçimi nasıl yapılacaktır?

İlk akla gelen ve önceden kullanılan yöntem, Google’da en çok aranılan sözcüğü kullanmaktır. Örneğin “araba” araması çoksa, araba.com kaydedilmelidir. Eğer “araba satın al” araması, “araba” aramasından çoksa, bu kez “arabasatinal.com”, “araba.com”‘dan daha iyi bir seçim haline gelecektir(sadece arama motoru uyumluluğu düşünülmektedir). Ancak dediğimiz gibi bu eski yöntemdir.

Yeni yöntem; siteden satılan ürün ya da hizmetle ilgili olabilecek herkesin bir şekilde siteye getirilmesini sağlamak amacıyla, birden çok alan adıyla çalışmaktır. Yani, “araba” araması için “araba.com”, “araba parçaları” için “arabaparcalari.com”, “araba satın al” araması için “arabasatinal.com”, “araba parçaları satın al” için “arabaparcalarisatinal.com” alan adlarını bir arada kullanmaktır. Çünkü “araba.com” her ne kadar kaliteli bir alan adı olsa da, “araba parçaları satın al” aramasında üst sıralarda çıkması beklenmez. Özel çalışma yapılıp, araba.com’u bu aramada yükseltmek yerine(bir çok arama yükseltmek yerine), daha uygun alan adlarının kullanıldığı siteleri yükseltmek ve hepsini bir havuz olarak kullanmak daha kolay ve kesin çözümdür. Bu sayede, araba ile ilgilenen potansiyel müşterileri, dolambaçlı yoldan bile olsa ürününüzle buluştabilirsiniz.

Yan alan adlarını hangi kıstaslara göre alacağız?

Ana alan adı olarak araba.com’u aldığımızı düşünelim. Şimdi sırada, “acaba internet kullanıcıları hangi aramaları çok yapıyorlar” sorusu var. Bu sorunun cevabı, kullanacağımız yan alan adlarını belirleyecek.

Hangi aramaların çok yapıldığını belirlemek için:

  • Adwords anahtar sözcük yardımı
  • Google insights
  • Word Tracker
  • Google (bir sözcük yazmaya başladığınızda size sunulan tavsiyeler)
  • Google (bir arama yaptıktan sonra sayfa altında size sunulan tavsiye aramalar)
  • Yahoo (bir sözcük yazmaya başladığınızda size sunulan tavsiyeler)
  • Wonder wheel (Google’da arama yaptıktan sonra sol tarafta görebilirsiniz. Arama ile ilgili kümeleşmeleri verir)
  • Sitenizin sayacını takip ederek, hangi aramalarda üst sıralarda olmasanızda ziyaretçi aldığınızı görebilirsiniz
  • Rakip sitelerin kategori isimleri
  • Sizin aklınıza gelen aramalar

gibi site, vb’leri kullanabilirsiniz.

Örnek olarak araba.com’dan devam edelim:

“araba.com”u ana sitemiz olarak kullanıyoruz diyelim. Yan siteler olarak:

  1. satilikaraba.com
  2. arabamodelleri.com
  3. ikincielaraba.com
  4. sifiraraba.com
  5. arabailan.com
  6. arabafiyatlari.com
  7. arabalar.com
  8. …..

şeklinde, alan adlarını da kaydedip, bunları da yan siteler olarak kullanabiliriz. Hatta hiç kimse bizden kaçamasın diyorsanız, arabaoyunu.com, arabaresimleri.com gibi alan adlarını da alıp, araba ile ilgilenen 7-70 herkesi kapsamınıza alabilirsiniz. Unutmamak gerekir ki, insanlar her gün araba almazlar. Bugün lisede okurken “ferrari resimleri”ne bakan birisi, 4-5 yıl sonra “araba fiyatları” diye arama yapacaktır.

Siteleri nasıl birleştireceğiz?

Yan alan adlarımızı, arama sonuçlarında üst sıralara çıkarmayı başardıysak, sıra, alt siteleri kullanan ziyaretçileri, asıl satış yapılan ana siteye yönlendirmeye gelecektir.

Yönlendirme için temel ve en basit yöntem, kendi reklam ağımızı kurmaktır. Yan sitelere koyacağımız reklamlar ve yazı içlerinde vereceğimiz yönlendirmelerle, ziyaretçiyi asıl siteye çekebiliriz. Kısacası, daha önce yaptığımız yatırımı, ücretsiz reklam kaynağı olarak kullanmış olabiliriz.

Yan alan adlarını reklam alanı olarak kullanmak istemiyorsanız, bu siteleri de ana ürününüzü yayınlayan siteler olarak tasarlayabilirsiniz. Örneğin, “araba parçası” satan ana sitenizin, “arabaakusu.com” yan sitesinde, sadece araba aküsü satmanız için de bir sakınca yoktur. Ziyaretçiyi ana siteye ulaştırmaktaki amaç, ana sitenin gelişmiş olması nedeniyle kullanıcı gözünde daha güvenilir olacağıdır. Şüphesiz ki güvenilir siteden ürün satma ihtimali, 3-4 sayfalık, basit bir siteden ürün satmaktan çok daha kolaydır. Ancak siz, yan alan adlarına sahip sitelerde de güveni sağlayabilirseniz, yönlendirmelerle hiç uğraşmadan tüm pazarı elinizde tutabilirsiniz.

Son olarak, “neden bu zahmet” sorusunu yanıtlamak gerekiyor sanırım. Ürünlerin kar oranları hakkında en ufak bilgim olmaması nedeniyle farazi örnekler vereceğim. Diyelim ki dediğimiz gibi “arabaakusu.com”u geliştirdiniz ve haftada X akü satmayı başardınız. Kazancınız 100 lira olsun. Peki masrafınız ne kadar oldu? XX lira olsun. Sonuçta elinize ne geçmiş? Zamanla(büyük ihtimalle çok kısa sürede) masrafını çıkaran, gelir elde ettiren ve satmayı düşündüğünüzde mutlaka masrafınızdan daha yüksek fiyata satabileceğiniz bir siteniz olmuş. 3 sözcükten oluşup da binlerce, hatta milyon dolara satılan alan adlarının değeri umarım daha iyi anlaşılmıştır.

Share